Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde
19’dan yüzde 18’e indirilmesine karar vermiştir.

Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide
toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla birlikte, aşılama oranlarındaki artışa rağmen
salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.

Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları
ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının
yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim
koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel
enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından
izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep
kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden
çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede,
gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım
programlarına devam etmektedir.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü
seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından
olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin
daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Olumlu dış talep koşulları ve
uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir. İhracattaki
güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri
kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen
iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte;

Gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu
değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki
yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin
ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre
dönmesi için makro ihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir. Kurul, para politikasının
etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin
ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda
güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve politika faizinde indirim
yapılmasına karar verilmiştir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü
göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları
kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk
primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve
finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal
istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve
sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır